Baki Karadeniz: Kürt diasporasında pozitif rol modellerin önemi
Pozitif rol modeller, belirli bir topluluğa, özellikle genç nesillere, kendi başarı hikayeleri ve mücadeleleriyle ilham veren bireylerdir. Bu kişiler sadece bireysel başarılarıyla değil, aynı zamanda topluluklarına yönelik sorumluluklarını yerine getirerek öne çıkarlar. Kürt diasporasında pozitif rol modeller, Kürt kimliğini onurlu bir şekilde taşıyan, yaşadıkları toplumla uyum içinde olan ve saygın bir konum elde eden bireylerdir.
Kürt diasporası, tarihsel olarak zulüm ve baskı altında kalan, kimliğini ve haklarını sürekli savunmak zorunda olan bir halkı temsil eder. Bu topluluk için pozitif rol modellerin varlığı, sadece kişisel bir başarı meselesi değil; kimliklerini koruma, kültürel devamlılığı sağlama ve uluslararası platformlarda Kürt halkının sesini duyurma mücadelesinin bir parçasıdır.
Pozitif rol modeller, Kürt diasporası için iki temel alanda kritik bir rol oynar: kimliğin korunması ve Kürtlerin yaşadıkları toplumlarda tanınmalarına ve saygınlık kazanmalarına katkı sağlama. Diasporadaki Kürt gençleri, göçmenlik deneyiminin getirdiği kimlik krizleri ve toplumsal entegrasyon sorunlarıyla karşı karşıya kalabilirler. Bu noktada, pozitif rol modellerin gençlere sunduğu rehberlik önemlidir. Kültürel kimliklerinden taviz vermeden başarılı bir hayat kurmuş bireyler, genç Kürtlere kimliklerini gururla taşımaları için bir yol gösterici olabilir.
Pozitif rol modeller kısa vadede Kürt gençlerine özgüven ve motivasyon konusunda ilham verebilir. Gençlerimiz başarılı rol modeller aracılığıyla “Ben de yapabilirim” duygusunu hissedebilirler. Bu, gençlerin eğitimde ve kariyerlerinde daha yüksek hedefler belirlemelerini sağlayabilir. Ayrıca, pozitif rol modeller Kürt diasporasında toplumsal dayanışmayı güçlendirebilir. Kültürel bağların korunması, toplumsal aidiyet duygusunu artırarak diaspora içindeki bireylerin birbirine destek olmalarını teşvik edebilir.
Uzun vadede pozitif rol modeller, Kürt kültürünün ve kimliğinin diaspora içinde yok olmamasına katkı sağlayabilir. Kürt diasporası, bulundukları ülkelerde Kürt halkının zorlu mücadelesini ve Kürdistan’ın dramını anlatma görevini üstlenirken, pozitif rol modeller bu konuda kritik bir rol oynayabilir.
Elbette bu mücadeleyi kendine görev edinmiş kurumlarımız ve aktif bir destekçi kitlemiz var ve ellerinden geleni de yapıyorlar. Yine de, diasporadaki başarılı bireylerimiz, Kürt halkının haksızlık, adaletsizlik ve buna karşı verdiği kanlı direniş hikayesini anlatmak adına önemli bir katkı sunabilirler.
Bu nedenle, Kürtler için pozitif rol modellerin önemi daha da büyüktür. Pozitif rol modeller, Kürt gençlerine yalnızca bireysel başarıya nasıl ulaşacaklarını değil; aynı zamanda bu başarılarla halkına nasıl katkıda bulunabileceklerini de gösterebilirler. Bir halkın hikayesini anlatmanın en etkili yollarından biri, elbette ki örgütlülüğü esas almak zorunludur. Rol modeller örgütlü veya bireysel çabalarıyla ülkesinin özgürlük ve demokrasi mücadelesini dünya milletler ailesi içinde de pratikleştirmelidir.
Diasporadaki Kürtler için rol model olmak kolay değildir. Ne yazık ki, dünyanın neresinde olursa olsun Kürt kimliği ile var olmaya çalışan bireyler zorluklarla karşı karşıya kalabilmektedir. Buna rağmen, hem Hollanda’da başarılı işlere imza atan hem de Kürt kimliğine sahip çıkan bir arkadaşımızı burada yad etmek istiyorum: Salman Karasoylu.
Maraş’ın Pazarcık ilçesinde 1956 yılında göçebe bir ailenin çocuğu olarak doğan Salman Karasoylu’nun hayatı, 1975’de Hollanda’ya taşındıktan sonra farklı bir yöne evrilmiştir. Göçmenlik zorluklarına ve kültürel engellere rağmen, Karasoylu kurumsal kültür ve iş hukuku ile birlikte psikoloji alanında eğitimler almış ve Hollanda’da “cum laude” (üstün başarı) ile mezun olmuştur. Zamanla kendini kültürel, siyasal duyarlılık ve toplumsal entegrasyon konularında uzmanlaştıran Karasoylu, Hollanda’da kültürel hassasiyete dayalı psikolojik destek sağlayan bir kliniğin kurulmasına da öncülük etmiştir. Hem kendini geliştiren hem de ailesinin ilerlemesine katkıda bulunan Karasoylu, yaşadığı bölgede profesyonel iş yaşamının yanı sıra yüzlerce insanın hayatına gönüllü çalışmalarıyla dokunmuş, onların bir sonraki adımı atmaları için rehberlik etmiştir.
“Mijn Levensmarathon/Benim Hayat Maratonum” adlı kitabında da göçmenlik deneyiminin zorluklarını, kültürel bariyerleri aşmanın önemini ve gençlere yönelik mesajlarını aktaran Karasoylu, özellikle göçmen gençlere “Kendi kaderinizin ipleri sizin elinizde. Başarısızlıklara odaklanmak yerine, bu zorluklardan öğrenip büyümelisiniz.” şeklinde seslenmektedir.
Karasoylu’nun başarısı, Kürt diasporasında yaşayan ve onu tanıyan bazı gençlere ilham vermekte ve onların da kendi hayatlarında benzer bir direnç ve kararlılık göstermelerini teşvik etmektedir. Bir halkın varlığını ve kimliğini sadece siyasette değil, kültür, sanat ve akademik başarılarla duyurmanın önemini gösteren bu örnek, diasporadaki Kürt gençleri için bir yol haritası sunmaktadır.
Özetle, Salman Karasoylu ve benzerler pozitif rol modellere ulaşmak, bizim gibi sürgün vurgunu bireyler için can suyu olabilir. Diasporada yaşayan Kürt gençleri için bu tür modeller, kimliklerini koruma ve geliştirme, yaşadıkları toplumda Kürt ve göçmen olmaktan kaynaklanan zorlukları aşma ve topluma katkıda bulunma noktasında kritik bir ilham kaynağıdır. Karasoylu’nun hikayesi, yalnızca bireysel bir başarıdan ibaret değil; tüm bir topluluğun kaderine etki edebilecek bir örnek niteliğindedir.
Son olarak şunu vurgulamak isterim ki; siyasi arenada ya da Kürdistan’da ilham veren şahsiyetler elbette vardır ve olmalıdır, ancak diaspora da artık bizim gerçeğimizdir ve burada var olan pozitif rol modellerinin önemini de göz ardı etmemeliyiz. Bu modelleri gençlerimizin gündemine taşımak, gelecekteki nesillerin başarılı ve özgüvenli bireyler olarak yetişmesine büyük katkı sağlayacaktır. Bunu düşünüyor ve buna inanıyorum.
Bir dahaki yazıya kadar esenlikle kalın.
KAYNAK : NUPEL.TV